Velhasıl Bitti

Günün birinde bir şekilde, belki de benim yaptığım gibi google de bir program ararken bulduğun sitedir. Önce acaba düşüncesiyle kenardan izlersin. Samimiyetlerine inandıkça girmeye başlarsın aralarına. Yavaş yavaş sokulmaya başladım derken bir de bakmışsın ki sevinçlerine sevinir, kızdıklarına kızar olmuşsun. Sebepsiz sanal düşmanlarında olur, yardım etmeye çalıştığın kardeşlerinde. Bilgisayar olmazsa telefondan girer, kim kime ne yazmış heyecanla takip edersin. Eleştirirsin, eleştirilirsin...

Zaman geçer, toz pembe bulutlar yavaş yavaş yerini kahverengine sonra da griye bırakır. Ağza alınmayacak küfürlerin edildiği, bel altı vurmaların serbest olduğu kavgalardan sonraki kankalıklara şahit olursun sonra.

Gride durmasını istediğin bulutlar artık iyiden iyiye kararmaya başlar. Boş ver canım üzerine alınma desende kardeş bildiklerinden geleni kaldırmak zor. Üstelik eleştiri aşılmış, iş hakarete dönüşmüşse... Hayır, iş bel altı kavgalara, küfürleşmelere varmadan...

Gitmek lazım

Karalamadan, karalatmadan

Hakaret etmeden

Yaşanmışlıkları kirletmeden, kirlettirmeden

Küçülmeden, küçültmeden

Görülmesini temenni ettiğin küçük bir helalleşme notu bırakarak

Evelemeden, gevelemeden...

Velhasıl Bitti...

Bazı kararları vermek zordur ama verilmiştir.


Abdullah ÖZER
Abdullah ÖZER

Okumayı ve izlemeyi sever, yazmanın ise insana inanılmaz bir derinlik kattığına inanır. Çay vazgeçilmezidir. 90 ların müzikleriyle mest olur hatta kendinden geçer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder